Yunanistan Türkiye Krizi

Yunanistan ile Türkiye Arasındaki Kriz Nasıl Çıktı? Lozan Sonrası Türk-Yunan İlişkileri. Yunanistan ile Türkiye Arasındaki Krizin Sebebi Ne? Navtex Nedir? Türkiye Hangi Bölgeyi Navtex İlan Etti? Yunanistan Navtex Bölgesine Neden Tepki Gösterdi? Navtex Bölgesi İlanından Sonra Neler Yaşandı? İşte Yunanistan ile Türkiye Arasındaki Kriz hakkındaki tüm detaylar…

yunanistan-turkiye-krizi
Yayınlanma Tarihi : 2020-08-15 16:53:20

Kara ve kıyı komşularımızdan olan Yunanistan ile yıllardır süregelen bir anlaşmazlık-kriz yaşanmaktadır. Geçmiş senelerde yaşanan olaylar nedeniyle her iki ülke ne kadar da birbirine dostça yaklaşsa da kriz için fitil her daim yanmaya hazır bir şekilde beklemektedir. Peki Yunanistan ile Türkiye Arasındaki Kriz Nasıl Çıktı? Lozan Sonrası Türk-Yunan İlişkileri. Yunanistan ile Türkiye Arasındaki Krizin Sebebi Ne? Navtex Nedir? Türkiye Hangi Bölgeyi Navtex İlan Etti? Yunanistan Navtex Bölgesine Neden Tepki Gösterdi? Navtex Bölgesi İlanından Sonra Neler Yaşandı? İşte Yunanistan ile Türkiye Arasındaki Kriz hakkındaki tüm detaylar…

Yunanistan ile Türkiye Arasındaki Kriz Nasıl Çıktı?

Her şey Türkiye’nin Meis Adası’nın güneyi ve doğusunda 2 Ağustos’a kadar sürecek Navtex ilan etmesi ile başladı. Bu ilan, bölgede sismik araştırmaların yapılacağının ve alana yabancı gemilerin girmemesi konusunda da bir ilandı.

Lozan Sonrası Türk-Yunan İlişkileri

Lozan Barış Antlaşması’na göre 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan önce İstanbul’da yerleşik olan Rumlar ve Batı Trakya’daki Türkler dışında kalan, Türkiye’deki Rumlar’ın ve Yunanistan’daki Türklerin mübadelesi (değişimi) kararlaştırıldı. Ancak Yunanistan, İstanbul’da mümkün olduğu kadar fazla sayıda Rum bırakmak istiyordu.

Bu amaçla İstanbul içinde yaşayan bütün Rumları da kapsayacak şekilde Lozan Barış Antlaşması’nı değerlendirirken, Yunanistan 30 Ekim 1918’den önce geçici de olsa İstanbul’a gelen her Rum’u yerleşik sayarak mübadeleden ayrı tutmak istiyordu. Türkiye ise “yerleşik” düşüncesini İstanbul’da sürekli oturanlar için geçerli olacağını belirtiyordu. Yunanistan ayrıca, Batı Trakya’daki Türklerin, Balkan Savaşları sırasında geldiklerini ileri sürerek onları da mübadeleye tabi tutmak istiyordu. Etabli (yerleşik) sorunu, Milletler Cemiyetine taşındı ancak bir sonuç elde edilemedi. Yunanistan’la yeni bir savaşın eşiğine gelindiği bir dönemde 10 Haziran 1930’da Ankara’da imzalanan bir antlaşmayla yerleşme tarihlerine bakılmaksızın İstanbul Rumları ile Batı Trakya Türklerinin hepsi “yerleşik” sayıldılar. Türk-Yunan antlaşmanın imzalanmasında İtalya’da Mussolini liderliğinde kurulan faşist yönetimin saldırgan ve yayılmacı politikasının getirdiği tehlikenin de etkisi oldu.

Lozan Barış Antlaşması’ndan sonra Türk-Yunan ilişkilerini etkileyen bir diğer sorun ise Patrikhane meselesidir. 1924’te Patrik seçilen VI. Konstantinos Arapoğlu, Bursa doğumluydu ve 1921’de İstanbul’a gelmişti. Dolayısıyla mübadeleye tabi idi. Bu yüzden Türkiye bu duruma itiraz etti. Yunanistan meseleyi Uluslararası Lahey Adalet Divanına götürmeye çalışırken, Türkiye Patrikhane konusunun bir iç sorun olduğunu ve bu nedenle iç işlerine müdahale edilmesine izin vermeyeceğini belirtti. Türkiye’nin kararlı tutumu karşısında Konstantinos Arapoğlu istifa etti ve yerine mübadeleye tabi olmayan Vasilios Yeorgiadis (Vasilyus Yorgiyadis), patrik seçildi. Yaşanan bu süreç içinde Patrikhanenin Türk kanunlarına bağlı olduğu, evrensel (ekümenik) statüsünün tanınmayacağı ve dinî bir meseleden dolayı Türkiye’nin iç işlerine karışılamayacağı mesajı güçlü bir şekilde verilmiş oldu.

Nüfus mübadelesi sorununun çözülmesinden sonra Yunanistan Başbakanı Venizelos, Türkiye’yi ziyaret etti ve 30 Ekim 1930’da Türk-Yunan Dostluk Antlaşması imzalandı. 1934’te Venizelos, Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdi. Böylece Türkiye ve Yunanistan arasında kurulan dostluk ve iş birliği ortamı, 1950’li yıllarda başlayacak olan Kıbrıs Sorunu’nun ortaya çıkmasına kadar devam etti.

Yunanistan ile Türkiye Arasındaki Krizin Sebebi Ne?

Deniz Kuvvetleri Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi, Meis ve Rodos arasında kalan bölge için 21 Temmuz-2 Ağustos tarihleri arasında geçerli olmak kaydıyla Navtex mesajı yayınlamış ve duyuruda bu bölgede Oruç Reis, Ataman ve Cengiz Han gemilerinin sismik araştırma yapacağı ifade edilmişti. Bunun üzerine Yunan hükümeti, Türkiye'yi kıta sahanlığına girmek ve egemenlik haklarını ihlal etmekle suçlayıp yeni bir Navtex yayınlamıştı. Karşılıklı bu hamlelerin ardından Türkiye, 18 Ağustos'ta Antalya Körfezi'nde Meis Adasının hemen doğusunda yer alan bölgede "Füze Atışı Denemeleri" yapılacağının ilan edildiği bir Navtex yayınlamıştı.

Teknik olarak uluslararası faks makinesi gibi çalışan Navtex, denizcilere, meteoroloji tahminleri, seyir bilgileri, aciliyet, emniyet ve denizde çalışma yapılan sahalar hakkında bilgi veren haberleşme cihaz sistemdir. Yaklaşık 400 deniz mili (740 km) mesafeye kadar yayın gönderilebilen sistemle MF yani orta dalga boyu frekansından yayın gerçekleşir. Ülkeler, Deniz Kuvvetleri’nin belirlediği alanda yapacağı eğitim ve tatbikatların bilgisini bu sistemde önceden duyurur ve bu sahalara girilmemesi konusunda yabancı gemilere uyarılarda bulunur.

Türkiye Hangi Bölgeyi Navtex İlan Etti?

Türkiye’nin Navtex ilan ettiği bölge Antalya’nın Kaş sahillerine 2 KM uzaklıktaki Meis Adası ile Rodos Adası arasındaki bölgeyi kapsamaktadır.

Yunanistan Navtex Bölgesine Neden Tepki Gösterdi?

Meis Adası ve çevresi Yunanistan’a göre Yunan deniz alanı içerisinde. Bu nedenle Atina, bölgede Türk gemilerinin faaliyet yürütmesine karşı çıkıyor. Uluslararası hukuk açısından Yunan iddiaları kabul edilse dahi bölge Türk kara suları içerisinde yer alıyor. Konuyla ilgili Prof. Dr. Emete Gözügüzelli, “Yunanistan, Türkiye’nin kendi yetki alanları içerisinde sismik araştırma yapacak olmasından dolayı bunu savaş sebebi sayacağını ifade ederek uluslararası içtihat hukukunu ihlal etmekle kalmamış deniz hukukunun ve uluslararası hukukun BM ilkelerine dayalı kurallarını yok saymıştır.” ifadelerini kullanarak Yunanistan’ın bir kez daha hukuksuz bir şekilde konuya yaklaştığını belirtti.

Navtex Bölgesi İlanından Sonra Neler Yaşandı?

Dışişleri Bakanlığı, yazılı bir açıklama yaparak, Yunanistan’ı sınır ihlaliyle suçladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Yunanistan’dan sınırı ihlal etmemesini, inşaat alanının koordinatlarını paylaşmasını ve sınır komisyonunun toplanmasını talep ettikleri söylendi. Açıklamada, “Yunanistan’a aynı zamanda ahdi hududumuzu teşkil eden Meriç Nehri yatağının, hududun tespit edildiği tarih olan 1926’dan beri doğal ve yapay sebeplerle mühim ölçüde değiştiği, hududun bu bölgesinde iki ülke arasında mutabık kalınmış hassas koordinatların mevcut olmadığı, bu sebeple iki ülke heyetleri arasında teknik koordinasyon yapılmadan çalışmalara başlanmaması gerektiği bildirilmiştir” dendi.

Yunanistan, Türkiye’nin bu bölgeyi “işgal ettiği” yönündeki haberlerin “kesinlikle esassız” olduğunu belirtti. Ancak Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Skai Televizyonuna yaptığı açıklamada, “Yunan ordusunun hazırlık çalışmaları yaptığı karar parçasında Türk kuvvetlerinin varlığı gözlemlendi” şeklinde konuştu. Nikos Dendias, Türkiye’den bu bölgede başka herhangi bir manevra yapmamasını istediklerini de sözlerine ekledi. Dendias, “Çitin genişletilmesi çalışmalara devam edeceğiz. Yunan topraklarını korumak bizim anayasal sorumluluğumuzdur” diyerek konuştu.


Konuyla ilgili sık sorulan sorular

Daha Fazla İçerik